Midyat, Mardin ilimizin tarihi ve kültürel zenginliklerle dolu ilçelerinden birisidir. Bu eski ve etkileyici kent, doğusunda Dargeçit, batısında Ömerli, kuzeybatısında Savur, kuzeyinde Gercüş, güneyinde Nusaybin ve güneydoğusunda İdil ilçeleri ile çevrilidir. Midyat’ın yüzölçümü 10.000 km²’den fazla, ve bu geniş alan tarih boyunca birçok farklı medeniyete ev sahipliği yapmıştır.
Midyat’ın ismi ve ilk kuruluşu konusundaki değişik görüşler, kentin tarihinin ne kadar köklü olduğunu gösteriyor. Bir teoriye göre Midyat ismi, Farsça, Arapça ve Süryanice karışımından meydana gelmiş ve ‘ayna’ anlamına geliyor. Diğer bir teori ise, Midyat’ın “Mağaralar Kenti” anlamına gelen “Matiate” kelimesinden türediğini savunuyor. Asur yazıtlarında M.Ö. 9. yüzyılda geçen “Matiate” ismi, Asur İmparatoru II. Asurbanipal tarafından M.Ö. 879 yılında kullanılmıştır: “Matiate’yi (Midyat) ve köylerini buyruğum altına aldım. Bol ganimet edinip, onları yüklü haraca ve vergiye bağladım.”
Midyat’ın geneli için kullanılan diğer yaygın isimler arasında Matiate (Mağara Kenti/Vatanım), Tur Abdin (Kulların dağı/ibadet edenlerin dağı) ve Tor (Midyat ve çevresini içine alan tepelik bölge) bulunuyor. Estel kesimindeki, Ulu Cami Mahallesi için ise Rastel (Kalenin tepesi), Ğadir (Aşağı ve yukarı Ğadir) ve Baydar (Harman yeri) gibi çeşitli adlandırmalar mevcuttur.
Midyat’ta ilk yerleşim yerinin mağaralar olduğunu gösteren Elath (Şeyh Eles) mevkii, Romalılar döneminden günümüze kadar ulaşmıştır. Midyat’ın altında, birbirlerine tünellerle bağlantılı mağaralar, M.Ö. 2000 yıllarında bölgeden geçiş yapan Eti Türkleri tarafından barınak olarak kullanılmıştır.
Tarih boyunca Midyat, Makedonyalılar, Persler, ve Romalılar gibi birçok farklı kavmin istilasına uğramıştır. Kentin asıl meskun hale gelişi Selefkuslar devrine, yani M.Ö. 180 yıllarına rastlar. M.S. 5. yüzyıla kadar Hıristiyanlık, 6. yüzyıldan sonra ise İslamiyet bölgeye hakim olmuştur. 7. yüzyılda Halit bin Velid orduları bölgeyi fethetmiş, Abbasiler döneminde ise imar ve kalkınma hareketleri görülmüştür.
11. yüzyılda Artuklular’ın egemenliği altında Midyat, Mardin, Hasankeyf ve Musul eyletleri arasında irtibat vazifesi gören bir bölge olarak en parlak devirlerinden birini yaşamıştır. Bu dönemde bölgenin merkezi Acırlı Mahallesi (Derizbin)’dir ve Derizbin beyleri Artukoğullarına bağlı yarı müstakil bir beylik olarak hüküm sürüyorlardı.
1535 yılında Bıyıklı Mehmet Paşa komutasındaki Osmanlı ordusu tarafından ele geçirilen Midyat, 1810 yılında ilçe statüsü kazanmış ve 1915’te Cevat Paşa tarafından imar görmüştür. Askeri kışla, Cevat Paşa Cami ve Ulu Cami bu dönemde inşa edilmiştir.
Midyat’ın tarihçesi, zengin kültürel mirası ve mimarisi ile Türkiye’nin en değerli tarihi bölgelerinden birisidir. Bu eski kentin sokaklarında dolaşırken, tarihin her köşesinde sizinle olduğunu hissedebilirsiniz.